28 Temmuz 2011 Perşembe

yeni bir neden..


*eve kendimi zor atıyor ve asla çıkmak istemiyorum..çok uyuyorum..sabah servise geç kalıyorum..
.
*çok acayip hayaller kuruyorum sanki gerçekten param varmış gibi planlar yapıyorum:)
.
*maaşımı hala alamıyor,iş değiştirme konusunda ikilemde kalıyorum..çıksam bir türlü çıkmasam bir..
.
*daha çok kitap okumak isteyip hiç okuyamıyorum..kitaplarım için kütüphane istiyor üretime girip onu bile yaptıramıyorum..
.
*30ltlik bir akvaryumda lepistes balık bakmak istiyorum..kafam bunaldığında bakayım onlara falan..evde 1 kedi ,1 japon balığı,1 beta balık varken 3. bir akvaryum olarak lepistes ailesi istiyorum..japonla beta anlaşamdığından ayrı evleri var ama benim sümsük kedim ikisini de çok seviyor:)
.
*hergün yatmadan önce kendi kendime kararlar alıp planlar yapıyorum sabah hepsi foss:)))
çok dengesiz oldum be blog.
.
*bu sıralar kendimi anlamsız bir mutsuzluk içinde buluyorum..sanki yaşama amacım yokmuş gibi hissediyorum..depresyonun dibine vurmuşum haberim yok:)
.
*epilatörümün üstüne bulunan teli bu tel ne işe yarıyor ki yağğ deyip çekmek suretiyle epilatörü işe yaramaz hale getiren kendimi tebrik ediyorum..
.
*kendime yeni bir ben lazım!!

-foto herşeye burnunu sokan sümsük kedim-

21 Temmuz 2011 Perşembe

ordan burdan



akşam yorgun bünye olarak elim kitaba gitmeyince film seyredeyim bari dedim..uzun zaman önce kitap sitesinde rastladığım kafa dağıtmalık ergen kitabın filmini yapmışlar:)
normalde kitabını okumadan filmini seyretmem ama bu kitabı okumayı düşünmüyorum:)filmine bir şans vereyim kafam dağılsın en azından dedim..
aha fragmanını izleyin sonra konuşalım ;


gördüğünüz kızan insanları aşağılayan ,tamamen görünüşe önem veren zengin biri.babası iyi bir spiker ve yoğun bir hayatları var..
bu kamil okulda başkan seçilmeden önce ''hepiniz çirkinsiniz ,ben yakışıklı ve zengin olduğum için bana oy vereceksiniz uleyn ''diye salakça bir açıklama yapıyor,hayır aslında açıklama salakça değil onca ezik öğrencinin bunu alkışlaması salakça..
neyse sonra çirkin diye dalga geçtiği cadı buna büyü yapıyor ve yakışıklı kamilimiz çirkin eciş bücüş bi yaratığa dönüşüyor..büyüden tek kurtulmanın yolu birinin onun çirkinliğini hiçe sayıp seni seviyorum demesi..
tipik bir güzel ve çirkin masalı yani..
kafanızı düşünmeye vermeden eğleneyim diyorsanız güzel bir film..
zoi sen nerde izledin dvd mi aldın derseniz linkini de veriyim bugün iyi günümdeyim:)
ahanda bu siteden ..


neyse gelelim diğer konumuza..yukarıda gördüğünüz deri ayakkabı incinin ayakkabısı olmakla beraber fiyatı 229,90 tl
maaş alamıyon nerden buluyon lan bu parayı da ayakkabı alıyon diyen okuyucular olacaktır:)
evet kuzucuklar normalde paylaşma hepsi sana kalsın sonra numarası falan kalmaz istediğin ayakkabının diyen iç sesime hadi ordan leyn deyip siteyi paylaşayım dedim:)
bu ayakkabı normalde 2009 sezonunun ayakkabısı ve ben buradan 39,90 tlye aldım:)
ayağımda görüp de hıh 2009 sezonunun bu diyeni hiç üşenmeden o kayışları yavaşça çıkartıp ayakkabının topuğunla döverim bilginize..
bir de şu üstte gördüğünüz şampuanı almak gibi bir gaflete düştüm..schwarzkopf ismi güvenilir geldiği için aldım aslında..profosyonel bakım diye satılan şampuan saçlarımı keçeye dönüştürmekten başka bir işe yaramadı..kremini de yanında kullansaydım yumuşardı tabii de kremler maalesef saçlarımı ağırlaştırıyor..kremsiz olarak saçlarımı keçeye dönüştürmeyecek bir şampuan arıyorum ben..

bugünlük bu kadar bilgi yeter şimdi bu sıcakta deli gibi yağıp bizi serinleten yağmuru izlemeye gidiyorum..

20 Temmuz 2011 Çarşamba

saf..

eskiden olanaklar sınırlıydı..hele ki çifçi bir ailenin ferdiyseniz dünyayla fazla bir ilginiz yoktur..
annemle tahliller için beklerken lafı geçti..13 yaşında ilk dolgumu yaptırdım ben dedi..babam fakirdi, çifçiydi, birgün tuttu kolumdan doktora götürdü şehre dedi..
sonra düşündü ve güldü kendi kendine ..
o zaman ne kadar cahilmişiz,diş fırçamız macunumuz yoktu..diş fırçalama gibi birşeyden haberimiz yoktu..dişimiz çürüdükçe doktora gitmeyi bilirdik sadece ..dedi ..
..
şimdiki durumumuzu düşünüyorum ..herşey elimizin altında ..her bi boktan haberimiz var...ve her yer kötülük dolu..kimse kimseye güvenemiyor..
diş çürümesin diye diş fırçası almayı akıl edemeyip çürüdükçe kızının canı yanmasın diye doktora götürebilen bir nesilden gelmişken bizim içimize bu sinsilik bu kötülük nereden yerleşmiş böyle ..

19 Temmuz 2011 Salı

antinkuntin

sabahın köründe gittiğim diş sağlığı merkezinde ''sgk da kaydınız gözükmüyor hanfendii''diyen sekreterden sonra anlamalıydım zor bir gün olacağını :)
''her ay kendimin yatırdığı ssk primleri devletin hangi kurumuna gidiyor acaba ''diyip dişçiden vazgeçtim..annem garibim benim yanımda öylesine gelmişken ''e ben gireyim bari bi baktırayım ''diyip 3 dişini birden(!) çektirmiş oldu..
ordan sgkya gidip tekrar ekranda güncelleme yaptırdım..işte bütün çile o saatten sonra başladı..
çünkü yolum maalesef devlet hastanesine düşmüştü:)
Allahım o hastaneye giren sağlıklı bir insan bile hasta olup çıkar..dahiliye için sıra alırken baktım ki annem ''e ben de gelmişken bir göz doktoruna çıkayım ''diye sıra alıyordu..o an annemle yollarımızı ayırmanın vakti geldiğini anladım..meğer annem bana refakat için gelmemiş,meğer o kendini bilmez çıkarcı düzen bizim ailede de varmış..:)
annemi orda terkedip dahiliyeye devam ettim..
bu ne kalabalığı lan böyle sıra mı olur diye geçtiğim kalabalık kan vermek için bekleyenlerin sırasıymış..anaam ben burda beklemem paşa paşa gider özelde tahlilleri yaptırırım dedim kendi kendime..tabi dedim ama 2 aydır maaş bekleyen fakir zoi maalesef o sıraya girmeye mahkumdu:))
dahiliye doktoru böyle hulusi kentmen gibi bi amcaydı..kulakları az işittiğinden yanına kadar gidip kulağına eğildim..boyumu kilomu cartımı curtumu sorduktan sonra gereken tahlilleri söyledi kıza..tahlillerde bişey çıkmazsada diyetisyene gitmemi öğütlediğinde hiçbirşey demeyip ben de onun bir kulak burun boğaza gitmesini söyledim..tabi bunu söylerken uzaklaşıyordum kendisinden duyduğunu sanmıyorum:)
neyse tahlilleri kıza yazdırdı ama elime şunları yaptıracaksın diye bir kağıt vermedi..karşıya geç kan aldır tahliller direk bizim sistemimize yansıycak dediğinde şaka yapıyor sandım..ulan o sıra zaten sabaha karşı 5te ancak biter..tahlillerin yansıdığı süpersonik sistemi kurmayı bilen devlet yaşlıların hamilelerin ayakta beklediği kan sırası sistemine bişey yapamıyordu maalesef..
sıraya girdiğimde acaba terkettiğim annem nerelerde diye düşündüm..yine dayanamıyorsun işte ..başımı sağa çevirdiğimde kantinde keyifle tostunu yiyen bir anne gördüm :)kadın 3 diş çektirmişe hiç benzemiyordu resmen bizim hamster fikrinin sosise daldığı gibi dalmıştı tosta..kızı aç bilaç kan sıralarında beklesin kadın kantinde keyif çatıyordu:)yine gururum ağır bastı kafamı çevirip sıradaki insanların off ne biçim sistem,puff böyle sıra mı olur laflarına ''başlarım böyle adalete ''lafıyla destek verdim ..
nihayet sıra geldiğinde 2 tüp kanımı verip terkettiğim hain annemi aradım telefonla ..çünkü sittin (60) sene arasam bulamayacaktım onu o kalabalıkta..
''canıım ben göz doktoruna girdim 2 gözlük yazdırdım şimdi bahçede gölgede sigara içiyom gel bu tarafa doğru''dedi..
annemi de alıp 2,30da söyledikleri gibi tahlillerin sisteme geçmesini beklemek için çay bahçesine gittim..
2,30da birsürü yaşlı teyzelerin eşliğinde sisteme düşen tahlil sonuçlarını öğrenmek için doktorun kapısına hücum ettik..evet burda da süpersonik bir sistem işliyor,güçlü ve iri yarı olan teyzeler bizi ezip sonuçlara erken ulaşıyordu..
nihayet aradan sıyrılıp içeri girdiğimde doktor değerlerime bakıp herşeyin normal olduğunu söyledi..senin vücut sağlam kızım derdin kafanda dedi..te bu kahrolası yaralar kafana takıp stres yaptığın için oluyor..
..
hayatımdaki öküzlere alerjim varmış meğer benim blog....vay arkadaş..




17 Temmuz 2011 Pazar

zoi durum raporu

zoinin tatil planları yine suya düştü blog..
tüm rezervasyonlar yapılmış,bavul hazırlanmışken hemde..
herşey kolarımda yaraların çıkması,yaralardan su ve kan gelmesiyle başladı..babam çölyak hastası olduğu için yaraları onun yaralarına benzettik..tatile çıksam çarşamba geleceğim;vergisidir faturasıdır doktora gitmem ağustosu bulacaktı..doktor mu tatil mi derken mecburen doktoru seçtik ..
pazartesi doktor olayını hallederken diş olayını da halledelim dedik..diş için de randevu aldım bakalım korkumu yenebilecek miyim:)
bugün pazar ve ben 6.30dan beri ayaktayım...herkes sıcaktan bir yerlere yatmış durumda..

sümsük kedim kendi döşeğinde mışıl mışıl esintinin keyfini sürüyor..şöyle yuvarlanıp yatması beni deli ediyor:)


kitap okumak uykumu getirdiğinden mate çayıyla beraber internette takılıyorum ben de..evdeki sessizlik herşeye bedel..

bu sıralar ne yemek yiyebiliyorum ne de keyfim var..bol bol yürüyüş yapmaya çalışıyorum ki kafam dağılsın..

zoi zor günler geçiriyor ama aşılmayacak şeyler değil; bu sıkıntılı haftalarımın biran önce geçmesi için dua edin olur mu..

şimdiyekadar hiç sıkıntılı anlarımı paylaşmadım burda ..insanları sıkıntılarımla sıkmak istemiyorum sanırım:)




Stıeg Larsson abimizin mekanı cennet olsun cidden güzel kurgulamış kitaplarını..yaşasaydı devamı gelirdi eminim çünkü devamı gelebilecek bir karakter yaratmış kendisi..3 kitabı da kendi içindeki kurgusuyla gerçekten hiç sıkmadı beni..okumak isteyenler için bence beklemeyin derim..kafanızda herhangi bir soru işareti bırakmayan ,hikayesi sürekli ilerleyen güzel bir polisiye dizi..4.5.kitabı olsa alır mıydım bilmiyorum bir süre sonra sıkılabilirdim sanırım:)

ben seri kitapların 3le sınırlı kalmasından yanayım ki aklım 4.5. kitapta kalmayıp başka kitaplar da okuyabileyim:)

..

ülkemizin içinde bulunduğu terör olaylarına hiç değinmek istemiyorum aslındaççbir çok blogger arkadaşım gibi lanetlemekle kalmayıp her haberde ağlıyorum da..

çünkü kardeşim henüz oradan yeni döndü..kaçırılan askerlerden bir tanesi onun komutanıydı ve hala bulunmuş değiller..minik bir kızı var..ailesi var..insanın sevdiği insanın nerede ne halde olduğunu bilmemesi kadar kötü bir muamma yoktur herhalde..

giden 13 can için de ailecek canımız yandı..

kardeşim yeri geliyordu 45 gün yatak yüzü görmüyordu o dağlarda gezerken..bir sürü gencecik evladı al hiç bilmediği bir bölgede hiç bilmediği bir dağda eline silah ver..

burada herşey counter strike oyunu gibi abla diyordu..tek farkı gerçekten öldürülüyoruz..

geçen sene doğum günümde kardeşimden bir telefon almıştım..

yine dağdaydı ve biz 40 gündür sesini duymamıştık..abla komutanımdan arıyorum dedi dağdayız ve çok yorgunuz..bak buradaki arkadaşlarımın sana söyleyecekleri varmış dedi..

telefonda bir sürü askerin ''iyi ki doğdunn abbllaaa''diye şarkı söylemesi beni mahvetmişti..

işte belki de bana iyi ki doğdun abla diyen o askerlerden 13ü şuan toprak altında..

rahat uyuyun kardeşlerim..ben iyi ki doğdum ama siz keşke ölmeseydiniz...






14 Temmuz 2011 Perşembe

işte ben böyle bir hal içindeyim..

*blog aleminin genel olarak yazma isteği yok olmuş durumda..buna ben de katılıyorum maalesef..o kadar çok şey var yazacağım hiçbirini yazamıyorum..
.
*4 gün önce kan aldırdım ve hala iğne yerim mosmor!normalde yara bere olaylarım hemen geçer ama bu gün geçtikçe morarıyor:)
.
*mesleğimden genel olarak nefret etmesem de her gün yalan atmak zorunda bırakılmam beni fena boğuyor..
.
*akşamları spor olayına girdik..evin altındaki ağaçlıkta yürürken annemler de termosta kahve keyfi yapıyor..
.
*boş bir garajımın olmasını orada arabamı söküp takmayı ,tamir etmeyi hatta ahşaptan mobilyalar yapmayı çok isterdim..kısmet ..belki olur:))
.
*hayatımda hiçbir arkadaşımı yargılayıp yadırgamıyorum çünkü herkesin başına herşeyin gelebileceğini düşünüyorum..olmuş olana değil bundan sonra ne yapılacağına bakmayı tercih ediyorum..ama bazen kendim için bunu yapamıyorum..kafayı toplamam zaman alıyor..
.
*bu sıralar kutsi'ye takmış durumdayım..eskiden sevmezdim oysa..
.
*geçen akşam nilayıma gittim..bloğun bana kazandırdığı ender insanlardan..yemek yedik ,kahve içtik,konuştuk ,konuştuk ,konuştuk..
.
*cumartesi gidip-çarşamba döneceğim bir tatile çıkıyorum..kendimi bulmam gerekiyor..sakin,huzurlu,dinlenmiş olarak dönmeliyim...

12 Temmuz 2011 Salı

bekçi..

yaklaşık 6-7 aydır bir kitap kulübümüz var..günlük koşturmacadan biraz olsun uzaklaşıp kafamızı en sevdiğimiz konu olan kitapla dağıttığımız ortak bir kulübümüz..
2 ayda bir oylama ile topluca okuyacağımız kitabı seçip üzerinde tartışıyoruz..herkesle ortak olarak aynı anda bir kitabı okuyup yine aynı anda fikir almak bize çok iyi geliyor:)
üstteki kitap temmuz ayında okuyacağımız kitabımız..ayın15inde başlayıp 30unda sonlandıracağız ve tartışacağız kitabımızı..
bize katılmak isteyen olursa yandaki kitap kulübüne üye ol kısmına mailini yazması yeterli..
bu da çok sevgili tuvalet bekçisi sümsük kedim..
biz de onu bakışlarındaki masumluğa aldanıp aldık evet..ama durum hiç de öyle değilmiş maalesef:)))
tuvaletin kapısının yanında oturup sabırla ışığı yakıp girmemizi bekliyor..içeri girip kapıyı kapattığımızda anında lambayı söndürüyor..
derdini henüz anlamadık ama ilerleyen günlerde bir analiz yaparız:))