durum raporu..

*ben nehir kenarında çadır kurma hayallerimi erteleyedurayım ;sümsük kedim bulduğu ilk fırsatta bunu değerlendiriyor..

*anneler gününde ananeye gidildi,evi badana yapıldı,bahçesi ekildi,temizlendi..güzeldi..

*siyasetle çok alakalı biri olmamama rağmen son dönem yapılan rezillikleri artık görmek istemiyorum..sevişme kasedi diye bişey var mı dürüst siyasette..oraya o kamerayı koyan zihniyetler ne kadar dürüst ne kadar ahlaklı?bunların yerine yapılan yolsuzlukların kasetlerini verin,yenilen hakları ortaya serin..banane adamın sevişmesinden..sen sevişmiyor musun?

*ayrıca bir de püskevit olayı var ki o daha vahim:)ninemin püsküüt yiyelim kızanım lafı hala içimi sızlatır..biz buyuz..özümüz bu..

*havaların bu koyu hali içimi daha da bunaltıyor..

*öğlen menümüzde yazan mevsim meyve bize portakal olarak geldi..mevsim derken?

*ailemin değişik hikayesini yazmıştım daha önceleri..ve sonradan ağlamıştım..devam etmek istiyorum bu hikayelere ama bir türlü elim gitmiyor..

*okuduğum kitapları hala buraya neden not almadığımı anlamış değilim..nedir bu uyuşukluk..

*hala teknoloji fakiriyim..hatta artık eve gidince netbookun yüzüne bile bakmıyorum..fotoğraf makinamın da şarjının sürekli olmadığını çevremdeki herkes öğrendi..

*kadının acıklı acıklı söylediği artık bülbül ötmüyor nakaratında bir tek gülen ben değilim değil mi ??

parfüm..

pic

dün internetten bir parfüm aldım ben...
senelerdir arayıp bulamadığım bir parfüme rastladım ve aldım..

merakla bekledim gelmesini

kapağını açmaya cesaret edemedim önce..baktım uzun uzun..
yavaşça sıktım havaya;üstüme değdirmeye yoktu cesaretim..
seneler önce yaptığım hatalar,çektiğim sıkıntılar,ağladığım anılar geldi burnuma..
7 sene geçmişken üstünden ;bir kokuyla acılar taze hala..
sonra dedim niye korkuyorsun ki;yüzleşip kabul etmek değil miydi seni sen yapan acıları..
üstüme sıkıyorum ve daha da güçleniyorum ..
tüm acılarımı ,tüm anılarımı sakladığım yerden çıkarıp kabul ettim ben ;
selam olsun yarınlara..

artık acılarım gibi kokuyorum..

döngü

Zoi sayılarla boğuşmaktan yorgun düşmüş olarak evine gelir..yoğun iş temposu tüm enerjisini çekmiş beyni hala sayıları sayıklamakla meşguldür..

bişeyler atıştırıp eğer izlemeye değer bişeyler yoksa hemen odasına geçer..

yeni gelen kitaplarını poşetinden çıkarır..

İsim Şehir Hayvan -Yılmaz Özdil istediği bir kitaptır..Yazarını sever,kinayelerini sever..ileride çocuklarına nasıl bir saçmalıkta yaşadığını anlatacaktır o yazılar..umudu vardır hala ülkenin düzeleceğinden..ne hoş..

Aklından Bir Sayı Tut- John Verdon D&R da görüp arkasını okuduğu bir kitaptır..Polisiyelere oldum olası ilgisi olduğundan aklı kalmıştır ama D&Rda kazık yiyeceğine okuokudan sipariş vermiştir..

Melekli şeytanlı tavşanlı kitapları geçen sene okuduğundan Türk yazar yazsa nasıl olurdu acaba diye düşündüğü sırada Işık Prensi- Ünver Alibey 'e rastlamış ,içindeki ergene dur diyemeyip sepetine eklemiştir..

oysa o sadece kurdukları kitap klübü mail grubunun mayıs ayı için seçtiği yeni kitap olan Meleğin Oyunu-Carlos Ruiz Zafon'u almak için siteye girmiştir..

İnternetten yaptığı alışverişlerde Zoi'ye en çok koyan kargo ücreti olmuştur şimdiye kadar..Tam siparişini verecekken kargo ödeyen kitaplara gözü takılır ve Andrew Davidson-Zebani 'yi alır..Kargo da bedavaya gelmiş ,keyifler yerindedir..

Tek sorun vardır;

başucunda yığılan kitapların üstüne bu yenileri eklenmiştir..annesinin söylediğine göre Zoi birgün bu okunacak kitap dağının altında kalacaktır ..

kitaplardan bellediği amaannn atın ölümü arpadan olsun deyimini söyleyip kitaplarını yığının üstüne yerleştirir..

Lambasını ve kitabını alıp yatağına geçer..

İşte tüm sıkıntının ,tüm sayıların uçtuğu yer burasıdır..

Kitabını okuyup kenara koyacakken gözü kitap ayracına takılır ;Hep denedin,hep yenildin!Olsun yine dene,bir daha yenil,daha iyi yenil...

hayat budur..yalan mıdır?