21 Kasım 2013 Perşembe

Bunu Blogumda Paylaşabilirim. Hürriyet Benim.

Hürriyet; gündeme dair cesur bir projeyle karşımızda. TBWA\ISTANBUL'un hazırladığı proje kısa zamanda oldukça ses getirdi. Din, dil, ırk, cinsiyet ayırt etmeden bireysel özgürlükleri konu alan projenin amacı Türkiye'nin dört bir yanından insanların hürriyetlerini dile getirmeleri ve seslerini duyurmaları...

Bu proje katılımcıların kendi hürriyetlerini anlatmaları için tasarlandı, katılımcılar videolarını oluştururken ilham versin diye de bir film hazırlandı.

Hürriyet, herkesi kendi hürriyet cümlelerini yazmaya ve hürriyet şarkılarını yaratmaya davet etti. Kullanıcılar içinde kendi fotoğraflarının da olduğu hürriyet filmleri yaratabiliyor ve bu filmleri sosyal medyada dilediğince paylaşabiliyor. Ayrıca seçtikleri mesaj ve fotoğraflarından oluşan bannerı hurriyet.com.tr sayfalarında yayınlanıyor. Kısaca proje tamamıyle interaktif bir proje olarak kurgulandı. www.hurriyetbenim.com üzerinden ilham verici videoyu seyredebilir, kendi video ve bannerınızı yaratabilirsiniz.

"Hürriyet Benim" filmi, daha TV’ye çıkmadan viral olarak sosyal medyada gösterildi ve çok kısa sürede yayılarak; sosyal medyada konuşulmaya ve paylaşılmaya başlandı. Kullanıcıların katkılarıyla yapılan klipleri Twitter'dan #hürriyetbenim hashtag'iyle takip edebilirsiniz.

Ben de kendi videomu oluşturdum ve benim için hürriyetin ne demek olduğunu anlattım. İzlemek için;

Bir boomads advertorial içeriğidir.

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Hani Facebook'ta iş yoktu?

Yenibiris.com’un yeni uygulamasını duydunuz mu? Facebook profiliniz üzerinden bir tıkla bağlanacağınız insankaynaklari.com, profesyonel iş ağı oluşturarak size en uygun işi, en kısa sürede sunmakla görevli!

Facebook, sizin de dahil olduğunuz, 32 milyon kişinin üye olduğu geniş bir sosyal ağ! Bu sosyal ağda arkadaşlarınız, arkadaş olmak istedikleriniz, çalışmak için hayalini kurduğunuz şirketler de var! Peki çalışmak istediğiniz şirketlere tek tıkla ulaşmak istemez misiniz?






Biliyorsunuz iş bulmak isteyenler için en önemlisi, çalışmak istedikleri şirketlerdeki kişilerle nasıl bağlantı kuracaklarıdır… İnsankaynaklari.com sayesinde Facebook profilinizden istediğiniz bilgilerle oluşturduğunuz profilinizle çalışmak istediğiniz şirketlere “şimdi başvur”u tıklayarak iş başvurusu yapabilirsiniz. Diyelim ki çalışmak istediğiniz şirkette bir arkadaşınız çalışıyor. Onun aracılığıyla ulaşmak istediğiniz kişiye “Tanıştırılma talebi” yollayabilir, birinci ve ikinci dereceden bağlantınızın yardımıyla işi siz alabilirsiniz! Bağlantılarınızdan referans ve rozet talep ederek profilinizi sahip olduğunuz özelliklerle donatabilirsiniz. Tamamen ücretsiz bir uygulama olan insankaynaklari.com hem işveren hem de iş arayanlar için yepyeni fırsatlar sunuyor! Siz de insankaynaklari.com’a gelin, size en uygun işi kolaylıkla bulun. İnsankaynaklari.com ile iş bulmak artık daha kolay!

www.insankaynaklari.com

Bir bumads advertorial içeriğidir.

7 Nisan 2013 Pazar

Rahmi Bey-Naşide Gökbudak


Naşide Gökbudak okumalarının 2.kitabı Rahmi Bey'di.Kitap daha önce ''Ben Eşkiya Değilim ''adıyla yayınlanmış.
Hikaya yazarın amcasına ait olduğu için daha bir gerçeklikle okumuş oldum .Bu kitabı Feraye'den daha çok beğendim ,muhtemelen bunun sebebi de gerçekliğinin birebir olması .
Kitabın arka yüzü;
… Tevhide pembe gelinliğinin içinde, başında altın liralarla gelin odasına girdi. Bir müddet çevresine bakındı. ‘Gerdek gecem böyle mi olmalıydı?’ diyerek gelinliğini çıkartıp sedirin üstüne attı. Sonra Rahmi’nin askeri rüştiyede çekilmiş resmini eline alıp, dudaklarına götürdü ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Ne kadar zaman ağladığını bilmiyordu. Ayağa kalktı. Uzun, kapalı bir gecelik giyip gaz lambasını kısmak için eline aldı. Birden oda kapısı açıldı. Tevhide korku ile döndü, gaz lambası elinde yere yığıldı. Rahmi Bey, siyah bir çarşaf içerisinde karşısındaydı. Çarşafı aceleyle çıkardı. Devrilen lambayı alıp konsolun üzerine bıraktı. Tevhide’yi yatağın üzerine yatırdı. Kolonyayla elini yüzünü ovaladı. Bir taraftan da söyleniyordu:
“Hadi sevgilim, hadi uyan. Ne büyük tehlikelere atılıp da geldim biliyor musun?”
Farklı ve sert kişiliği, olaylar karşısındaki ödünsüz tavrı ve yaşadığı birbirinden ilginç olaylarla gerçekten de fırtınalı bir hayat sürmüştür Rahmi Bey. Bu çelik gibi görüntüsünün ardındaysa, yüreğini dağlayan büyük bir aşk gizlidir. Arkadaşının ona emaneti olan Iraz’a karşı duyduğu bu tutkulu aşk, bir türlü vazgeçemediği Tevhide’nin içini saran yakınlığıyla daha da karmaşık bir hal alır. Bir de bunlara haksızlığa karşı sessiz kalamayan yapısı eklenince, başı hiç dertten kurtulamaz Rahmi Bey’in.
Naşide Gökbudak’ın kaleminden “Rahmi Bey”, sizi yine El-Aziz’in büyülü topraklarında unutulmaz bir gezintiye davet ediyor.


Kendi sitesinde romanın kahramanlarının fotoğrafları da var..Buradan buyrun

Genel olarak Naşide Gökbudak sevdiğim bir yazar oldu.Elimde henüz okumadığım kitapları da var ama bu hafta biraz ara verip eşimin doğum günü hediyesi olarak aldığı Grinin Elli Tonu serisini bitirmeyi düşünüyorum.Çok fazla üst üste aynı yazarı okumak yazardan soğutmasın dedim :)

29 Mart 2013 Cuma

Feraye-Naşide Gökbudak


Yaklaşık iki sene önce star gazetesinin verdiği kitap setlerinden birini almıştım kuponla..Naşide Gökbudak'a ait yanılmıyorsam 5-6 kitap vardı içinde ..Ancak şimdi başlayabildim Naşide Gökbudak okumalarına..
İlk kitap olarak Feraye elime geldi.İş yerinde çalışmak istemediğim bir gün okuyarak bitirdim.Bir günde bitirilebilecek bir kitap .

arka yüzü şu şekilde anlatmış kitabı;

“… Yüzbaşı kollarını iki yana açıp ayağını yere vurarak, zeybeğe başladı. Daha ilk hareketi ile çok erkeksi ve çok efeci bir oyun oynadığı belli oluyordu. Feraye şaşkın, öylece Yüzbaşı’yı seyrediyordu. Yüzbaşı bir adımda onun yanına yaklaştı ve yavaşça “Hadi küçük kız, başla. Herkes bize bakıyor,” dedi. Feraye, utana sıkıla çevresine bir göz attı. Kendilerinden başka oynayan kimse yoktu. Gerçekten de herkes nefesini tutmuş, onlara bakıyordu. Feraye de kollarını kaldırdı. Müziğe ve Yüzbaşı’ya uymaya çalışıyordu. İlk bir iki dakika bocaladı. Sonra, sanki çevresindeki herkes yok oldu. Yüzbaşı’nın gözlerinden, kendisine doğru bir alev akıyor gibiydi. Başka bir tarafa bakamıyordu. Birbirlerine kilitlenmiş ve uyum içinde;
Yüzbaşı erkekliği, kahramanlığı ve tutkuyu, Feraye de kadını ve zarafeti anlatan hareketlerle oynuyorlardı… Ne zamandan beri bu haldeydiler, kendileri de seyredenler de farkında değildi. Müzik devam ediyordu. Belki de ikinci veya üçüncü tekrarıydı…”
İşgal altındaki bir ülke… Ellerinde silahları, ayaklarında çarıkları olmadan; yüreklerindeki vatan aşkı ve hürriyet sevdasıyla cepheye koşan kahraman bir halk… Ve bu savaşın tam ortasında, kan ve göz yaşıyla filizlenen bir aşkın tutku dolu hikayesi…
“Feraye”; Naşide Gökbudak’ın eşsiz anlatımı ve yaşanmış hikayelerden yola çıkılarak hazırlanmış kurgusuyla unutulmayacak bir roman…
***
 
anlatımı yalın öyle çok uzun cümleleri yok kitabın.Egede geçen Türk filmi tadında.Çok büyük şeyler vaadetmiyor ama okuduktan sonra dizisi çekilse iyi olurdu bile dedim..
Çabuk biten ,anlatımı rahat,olay örgüsü iyi..olaylar askıda kalmıyor.belki günümüzü göre fazla iyimser sayılabilir bile ama okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım gerçekten..
 
Naşide Gökbudak çok geç yazmaya başlamış bir yazar .Ama facebooktaki sayfasında okuyucularıyla birebir görüşen mütevazi bir yazar.
Ayrıca kendi sitesinde de kitaplarının kahramanlarının gerçek fotoğraflarını yayınlıyor.Kitapları anladığım kadarıyla gerçek hikayelere dayanıyor.
Ben ilk kitabında olumluyum bu akşam bir başka kitabına başlayıp elimdeki kitaplarını bitirmeyi düşünüyorum ..bakalım..
 
  

25 Mart 2013 Pazartesi

son zamanlar




 
 
Canım zeynebimden bir paket geldi geçen gün..bana daha önce de yollamış bu paketi fakat maalesef ona geri dönmüş..tamamen benim suçum aslında çünkü posta kartı yollayacağını söylediği zaman posta kutusuna bırakırlar bulmam kolay olur diye annemlerin adresini vermiştim..bebeği ayrı beni ayrı düşünmüş sağolsun..yanında harika kedili bir kupa ve yunan kahvesi vardı ama kahveyi açıp tadına baktık bile ,çekemedim :))
insanların aynı frekansta olduğu insanları bulmuş olması aslında ne kadar güzel birşey..çünkü biz aradan uzun bir zaman geçmiş olmasına rağmen neredesin demeden yargılamadan yadırgamadan sohbete devam edebiliyoruz..

yaklaşık 2 hafta önce de tohumlarım geldi..

 
facebook organik tohum takas grubuna daha önce üyelerin gönderdiği tohumlar depolanıp listelenmiş ve titiz bir çalışmayla isteyen üyelerle takas edildi.
benim bu sene gönderecek tohumum yoktu  fakat inşallah önümüzdeki sene ben de tohumlarımı paylaşmış olacağım..dışarıdan satın alınan tohumların güvenilirliği konusundaki endişelerimi de böylece ortadan kaldırmış oldum..
bir kısmı ekildi uyandı bile..diğerlerini bu hafta ekip fide için uyanmalarını bekleyeceğim ..
 
 
vee gelelim hamileliğe;
 
 
günde iki kupa nescafe içen ben şuan nescafenin adını bile duymak istemiyorum..aynı şey bayılarak yediğim tam tahıllı ekmek için de geçerli ..Allahım düşüncesi bile beni mahvediyor.onun yerine kupamda sadece süt bulunuyor..balık ve yumurtayla henüz haşır neşir olamadım ama onu da vakit geçmeden halletmem gerekiyor zira kime sorsam yemelisin diyor..
insanların canı erik,karpuz falan çeker benim canım bebe aspirini çekiyor..evet şu bildiğimiz pembe minik asprinlerden :)

21 Mart 2013 Perşembe

Sevgilinizin tweet'ini Domino's Pizza kutusunun üstünde görseniz hoş olmaz mıydı?

Sevgilisine ilginç bir sürpriz yapmak isteyenler yaşadı. Türkiye'de sosyal medyanın en etkili markalarından biri olan Domino's Pizza yepyeni bir Twitter projesine imza atıyor. #kafangider hashtag'iyle tweet atan herkesin Twitter nick'i (kullanıcı adı) Domino's Pizza kutularına basılıyor. 

Uygulama kısaca şöyle. Twitter'dan veya kafangider.com mikro sitesi üzerinden Twitter hesabınızla bağlanarak (Twitter connect) #kafangider hashtag'iyle tweet atıyorsunuz. Bu tweet'ler arasından gün içinde en çok retweet alan ilk 3 tweet'i sahibinin nick'iyle birlikte site sayfasındaki pizza kutusunun üzerinde görebiliyorsunuz. 

2 hafta boyunca sürecek uygulamada, toplamda en çok retweet edilen ilk 3 tweet, atanın nick'iyle beraber Domino's tarafından özel olarak üretilecek gerçek pizza kutularının üstüne basılacak. Ayrıca uygulamaya katılıp, tweet atan herkesin nick'leri de bu özel pizza kutusu üstünde yer alacak.

Bu projenin ödülü de eksik değil tabi. Uygulamaya kafangider.com üzerinden tweet atarak katılan kullanıcılar arasından yapılacak çekilişle her gün 30 kişiye bedava pizza kuponu dağıtılıyor. 

Düşünsenize sevgilinize özel bir tweet atıyor ve bunu ona bir pizza kutusunda yolluyorsunuz. Keşke bu proje Sevgililer Günü'nden önce yapılsaydı:)

Bir bumads advertorial içeriğidir. dominos kafan gider

10 Mart 2013 Pazar

baby on board

photo

Hayatın en zor seçimlerinden biri doktor seçimiymiş gibi geliyor bu sıralar..
Ailemize bir minik daha katılıyor zira..



6 Mart 2013 Çarşamba

NIVEA yürekleri ağza getiren bir şakayla yeni Stress Protect deodorantı tanıttı

Havaalanında yaşanabilecek en büyük terslik veya en korkutucu deneyim ne olabilir dersiniz? Uçağınızı kaçırmak mı, bavulunuzu kaybetmek mi yoksa hava koşullarından dolayı günlerce havaalanında kalmak mı?

NIVEA, yolcular üzerinde uyguladığı Stres Testi’yle, onlara soğuk terler döktürmüş ve yeni Stress Protect deodorant için eğlenceli bir viral reklam hazırlamış. Videoyu izleyenler, en stresli deneyimlerini #StresTesti etiketiyle Twitter’da paylaşmaya başlamış bile.

Şubat ayında dünya çapında 5 milyondan fazla izlenme ile en çok paylaşılan viral videolardan olan Stres Testi, NIVEA’nın yeni ürünü Stress Protect deodorantı tanıtıyor. Videoda, farklı insanlar havaalanında uçaklarının kalkmasını beklerken, bir anda tehlikeli bir kaçak olarak arandıklarını öğreniyorlar ve ne yapacaklarını şaşırıyorlar.

Günlük hayatımızda karşılaşabileceğimiz heyecan, korku, stres gibi duygu değişimlerinin neden olduğu terleme ile yeni NIVEA Stress Protect deodorantın ne kadar iyi başa çıktığını, esprili bir dil ile anlatan videoyu izleyince, soğuk terlere karşı önlem almanın önemini kesinlikle hissedeceksiniz.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

21 Şubat 2013 Perşembe

gerçekler acıdır :)



bundan iki sene önce dahiliye uzmanı isterseniz bir diyetisyene yönlendireyim dediğinde gerek yok deyip sadece adama değil tüm dahiliye uzmanlarına düşman olmuştum:) bu hafta benim için tabu haline gelmiş olan diyetisyen randevumu aldım .kadınla karşı karşıya geldiğimde ona da söyledim bunu ..diyetisyene gitmek benim için bir çok uzak bir seçenekti..paşa paşa gidip parayı ödeyip görüşmeyi yaptım :))
kadın beni bir makineye bindirip sırf et kemik halimin kaç kilo olduğunu söylediğinde ikimiz de şaşırdık ;şimdi herkese söyleyip dalga geçiyorum :))benim sırf kemik ve kas kütlem zaten 57.6 kg imiş:))yani bildiğin normal yağ kütlesine sahip bir insanın kilosu kadar :)
şimdi büyük cam şişe suyum ve büyük kupamla dayanışma içindeyiz..parayı bayıldığım için kaçamak bile yapamıyorum tabi:)





bunun dışında ben gidip güzelim tohumlarımı çok sevdiğim ceviz ağacına emanet etmiştim..meğer ceviz ağaçları bulunduğu toprağa zehir salıp çevresinde bitkiye izin vermiyormuş..o çok sevdiğim ceviz ağacı bildiğin karadul çıktı ya hu ..kıskanç,öldürücü!!!
gitti canım tohumlar..ben umudu onlardan kestim ama diğer tohumlarım yolda ..kıskanç olmayan uysal çam ağacına emanet edeceğim onları ben de..ceviz yalnız kalsın ..

15 Şubat 2013 Cuma

yaratıcı fikirler


 
bugün iş yerimize promosyon bir kalem geldi..üzerinde tamamen geri dönüşüm kağıttan üretildiğinin notu vardı..gönderen zaten geri dönüşüm firması olunca güzel bir öneri diye düşündük.sonra üstünde her kalem bir tohum sloganını okuyunca biraz inceledim.
 
meğer kapak kısmında bir süpriz varmış ;


 
 
 karaçam tohumu :)
 
 
 
eskiden bu kadar geri dönüşüm olayının üstüne düşülüyor muydu bilmiyorum ama mavi kapağa tekerlekli sandalye kampanyalarından sonra toplumun her kesiminin vicdanına dokunmuş olundu..
 
internette araştırınca bu tür promosyonları yapan bir kaç internet sitesine rastladım .belki yeni yıl promosyonlarının siparişleri verildi ama nikah ,nişan için bir alternatif olabilir ..
 
 
 
 

10 Şubat 2013 Pazar

3 Şubat 2013 Pazar

bahçe işleri başladı



Dün akşam annemlerde geçen seneden balkonda yetiştirmek için aldığım tohumları buldum..Hemen yanlarında ananemin gönderdiği gerçek tohumlar da bonus olmuş oldu. Bulgaristan tohumlarını geçen sene pazardan edinmiştim kısmet bu seneyeymiş.Annemle balkonda daha önce de turp tohumlarını ekmiş ,minik minik turpları büyümeden afiyetle yemiştik çünkü büyütecek yerimiz yoktu:)

Bugün havayı da güzel bulunca tohumları toprakla buluşturduk.



                          

Tek sıkıntı anane maruluyla bulgaristan marulunu değişik yerlere ekseydim keşke.böylece verimlerini daha iyi gözlemleyebilirdim .Üstüne sera muşambası serebilmek için önce elektrik tesisat borularını düşündük fakat elimizde olmadığından taşları sabitledik .Sera şeklinde üstüne muşamba serdiğimizde tohumlar daha rahat çıkacaklar.Boruları alana kadar taşlarla idare edecekler ..

toprakla işimiz bittiğinde tavuk kümesi için yer yapmaya koyulduk .


kullanılmayan samanlığın alt girişini iptal edip boydan boya telle çevireceğiz.Şimdilik başladık bakalım son hali ve tavuklarla da aşamaları kaydedeceğim :)
eşim ben bu yazıyı yazarken hepsini sen mi yaptın len diye bozulduğundan bloğu tarım alanında ikimiz kullanacağımızın sinyalini de vermiş oldu:)

Bu hafta dejavu 'mun önerisiyle Ağaçlar.net sitesinden çok şey okumuş oldum.Balkon bahçeciliği hakkında da  çok iyi bilgiler verilmiş forum kısmında .Tohumlarını toprakla balkonunda buluşturmak isteyenler bakabilirler.



29 Ocak 2013 Salı

çivi

 
 
Herşey akşam yemekten sonra küçük topiklerimi doyurmaya gittiğimde başladı..kış nedeniyle iki minik köpeğimiz samanlıkta ikamet ediyor.
Kapıyı açıp içeri atlamamla çiviye basmam bir oldu..nasıl bir çivi ki botumu delip ayağıma saplandı.
sonrası malum;acil,tetanoz,pansuman,sargı..
bugün şişlik nedeniyle basamadığımdan işe gidemedim evde sobanın yanında kitap keyfine devam ..
 
 


27 Ocak 2013 Pazar

köy deneyimi başladı


foto


Ne zamandır hayalini kurduğum köy yaşantısına evliliğim sebebiyle başlamış oldum..Şehirden vazgeçip köyden ev almıştım daha önce ama aldığım ev sitede olduğundan ve çalışmak zorunda olduğumdan toprakla buluşmam pek mümkün değildi..tam toprakla buluşma hayallerimi emekliliğe sakladığım anda evlenip eşimin köyüne yerleşme fırsatımız doğdu..şimdi hem çalışıyor hem toprakla olan hayallerimi gerçekleştirebiliyorum.
aklımda binbir türlü proje var organik hayata dair...şimdilik sadece kağıt üzerinde projelendiriyorum baharda toprağın uyanmasıyla inşallah çalışmalarım başlayacak.
bu yazıyı çıtırdayarak yanan sobanın yanından yazıyorum..
artık kömür taşıyor,sobayı yakıyor,bir büyük iki minik köpeğimi günde iki kez doyuruyor,yetiştireceğim çileklerin,yapacağım reçellerin,kurutacağım biberlerin,yapacağımız kümesin hayalini kuruyorum..
insanlar doğalgazlı evi bırakıp köye yerleştiğimiz için deli gözüyle bakıyor,ama biz özümüze ve doğal yaşama adım attığımız için çok mutluyuz.. 
deneyimleriniz ve ya önerileriniz varsa paylaşın olur mu..karşılığında organik reçeller size sözüm olsun:))


14 Ocak 2013 Pazartesi

kırmızı oje

photo

yağmur yeni başlamış şiddetini arttırmak üzereydi..''minübüs yarım saat daha gecikirse kesin hasta olacağım ''diye geçirdim içimden..
bin bir güçlükle bindiğim minübüste ''ilerleyelim lütfen ''diyen şöföre itaat eden insanlar kervanına katılıp sistemli bir şekilde ilerlemeye çalışıyordum..
nihayet bir boşluk alan bulup kendimi cam kenarına yapıştırdım..gün içinde yapılan hesaplar,hazırlanan raporlar,verilen emirler,sömürülen enerji günün sonunda tamamen ruhumu kemirmişti..
tam o anda gözlerim cam kenarında oturan doksan yaşlarındaki teyzenin kırmızı ojelerine takıldı ..
doksan yaş..kırmızı oje..
-ben ne zaman yaşamaktan vazgeçmiştim böyle..-