28 Ağustos 2011 Pazar

babam..

pic

ailemizin garip hikayelerine yer vermiştim daha önce..
babam daha babannemin karnındayken istenmeyen bir bebek olmuş..mecburen doğduktan sonra da istanbul'a dayısına evlatlık verilmiş..dayısının göztepedeki bakkalında okula gitmeden önce gazete yüklenmiş sırtına sabahın 5inde..evlere ekmek ve süt servisi yapmış..
8 yaşına geldiğinde anne özlemi o kadar ağır basmış ki ''beni annemden ayırmışlar ''demiş ve kaçak yollarla köye dönüp annesinin karşısına dikilmiş..''özledim anne''''ben geldim ''demiş..ama durum sandığı gibi değilmiş..
annesi kolundan tuttuğu gibi istanbula giden komşularının kamyonuna bindirmiş onu..geri yollamış dayısına..sarılmadan..öpmeden..koklamadan..
sonra seneler geçmiş..olaylar olmuş..günler ,mevsimler değişmiş..
annesi ölmüş bir gün..
abisini zaten trafik kazasında kaybetmiş ,babasını şeker hastalığıyla toprağa vermiş..
bir tek ablası kalmış babamın..
koskoca dünyada bu yaşına gelene kadar hep umutla sevecekleri günü beklediği ailesinden sadece ablası..
bir de onu büyüten büyük dayısı..
ve bugün ..
büyük dayısı felç geçirmiş..
çook uzaklardan bir akraba arayıp haber vermiş babama..
çoook uzaklardan bir akraba..
ve telefon açmış ablasına..
abla beni ne zaman seveceksiniz..beni ne zaman aileden göreceksiniz..o senin dayınsa benim babamdı..beni büyütendi..sevgisini verendi..felç geçirdiğini niye senden öğrenemiyorum..niye kardeşimi arayayım demiyorsun .demiş..
babam hala bir cevap beklerken ailesinden kalan son sevgi umudundan,aldığı cevap ''seninle mi uğraşacağız!''olmuş..
ah be babam..
hep arkamızda olan ,herşeyin üstesinden gelen babam..
çocukluğu elinden alındığı için hala 8 yaşındaki gibi ailesinin karşısına geçip bakın ben geldim diyen babam..
geri gönderiyorlar her seferinde seni ..
gitme artık olur mu..
sizden beni ayırdılar bakın ben geldim deme artık..
kimse ayırmadı onlardan seni..
onlar seçti bu seçimi..




21 Ağustos 2011 Pazar

ayşe tunalı



tam 5 yaşındaydım..

küçük basma donumu giymiş anlamsızca bahçede civcivlere bakıyor,dayımın gelip bir göbek atmam karşılığı bir salkım üzüm koparmasını bekliyordum..
annem giyinmiş ,düğün fotoğraflarındaki gibi mavi farını kaşlarına kadar sürmüş ,yanakları yine ruj pembesi olmuştu..kadınları anlayamıyordum..teyzem,annem ,fatma abla sürekli mavi far sürüp yanaklarına rujlarından sürüyorlardı..
annem yavaşça yanıma yaklaşıp ramadan agaya gidip aydede püsküütü almak isteyip istemediğimi sordu..
hiç istemez miydim..elini tutup ramadan agaya kadar götürüp parayı verdi..bekliyorum burdaben hadi dedi..
içeri girdim..
ne zaman o dükkana girsem tezgah üstünde kiloyla satılan bisküvilerle kenarda duran tütün kolonya doldurucusundan süzülen kokuların karışımı gelirdi burnuma..
ramadan aga severdi beni..yabaniliğim bir ona sökmezdi..
boyum tezgaha ermediğinden sadece parayı uzattım ona..bilirdi ne istediğimi..üstü şekerli eti aydede bisküvisi..
elim dolu şekilde dükkandan çıktığımda annemin minübüse bindiğini gördüm..
işte o an hayat durdu..
bisküvileri yere atıp aaaannneeeeee diye ciyaklayıp minübüsün arkasından koştum viraja kadar ..iyice gözden kaybolurken kara lastik pabuçlarımın biri ayağımdan havalanıp yana düştü ve tabi ben de dizlerimin üstüne..
mavi çiçekli basma pijamam yırtılmıştı..bir süre orada kaldıktan sonra uçan kara lastiğimi ve ağlayarak yere attığım aydede bisküvimi aldım..
ramadan aganın dükkanın önünde sessizce geçip ananemin evinin kapısını açtım..civcivlerin yüzüne bile bakmadan içeri geçtim ve usulca televizyonun karşısına geçtim..
annem gitmişti...
annem beni kandırıp gitmişti..
anneannem durumu bildiğinden hiç ses çıkarmadan yatmamı seyretti..
o zamanlar tek izlediğimiz trt 1 olduğundan televizyonda şarkıcıları seyrediyordu..
kim bu kadın anane dedim..
ayşe tunalı kızım dedi..
daha da çok ağladım ..
bir insan sırf annesinin ismini taşıyor diye kadına bakıp bakıp ağlar mı?
ağlar..
şimdi bu şarkıya her rastladığımda annemin kaşına kadar sürdüğü mavi farları,ramadan aganın bisküvi tütün kokan dükkanını,kara lastiğimin ayağımdan fırlamasını ve hayatta ilk kazığın annem tarafından atılmasını hatırlıyorum :))



-hayır bu bir küçük emrah filmi değil tabii ki:)annem beni terketmedi :)sadece fatura yatırmaya şehre indi :)yine de beklediğinden çok daha kötü bir gidişti..hala kendisine aydede büskivisinin bile annenin yerini tutamayacağını söylerim..-






18 Ağustos 2011 Perşembe

kısa.


ramazan ilk başladığında bloglar arası gezinip yeni bloglara merhaba derken bir fotoğraf beni benden aldı:)
moda bloğu adı altında yazanlara bir diyeceğim yok ..sürekli kendi giydiklerini eteğim şurdan şu kadar babetim burdan bu kadar donum ananemin hediyesi kisvesinde yazanları direkt atlıyorum..ama hayırlı ramazanlar başlığının altındaki resmi görünce bir müddet ekrana bakıp vicdanımın muhasebesini yaptım..
kimsenin inancına kimsenin yazısına bişey dediğim yok zaten ben kendikimi yaptım o an:))
başlık hayırlı ramazanlar..
altta mini etekli pespembe ruju ve evin içinde taktığı güneş gözlüğüyle hanım kızımızın kocaman bir resmi ve altında tek satır: ramazaanıınız hayırlı olsuuunnn..
eminim kulağımın dibinde olsa bu cümleyi ağzında sakız varmışçasına söyleyecekti:)
hayırlı olsuaauuaauunn tarzında:)
...
neyse efendim bir de tarihe not düşmek istiyorum ki:
sen dağda taş üstünde yatmak için çadırını arabana koyarken elinde yapağı yün döşekle çıkıp arabana koca döşeği sıkıştıran kişiye anne denir..
yadırgamayın sevin kendisini:))




9 Ağustos 2011 Salı

v for vendetta



” Bu maskenin altında bir yüz var, ancak benim değil.
Ne altındaki kaslardan daha ‘ben’dir o yüz…
Ne de altındaki kemiklerden.
Bu maskenin altında etten daha fazlası var.
Bu maskenin altında bir fikir var!
Ve fikirler kurşun geçirmez. ”


uzun zamandır izlediğim en iyi film. bana nedense ülkemin halini anımsattı..izleyin !!*



4 Ağustos 2011 Perşembe

soru.n

İŞ

beni okuyan herkese bir sorum var..yukarıda gördüğünüz şema benim iş olayım:)burası maaşlar konusunda yine sözünü tutmayıp işçiye ağır bir kazık attığı gün başka bir yerden teklif aldım..
diğer yer iş olarak sakin acaba sıkılır mıyım olayı var..bir taraftan da iş yoğunluğunun stresini çekmeye bu fani dünyada ne gerek var diyorum..
siz söyleyin ne yapardınız?

3 Ağustos 2011 Çarşamba

relax..

dün gece yine kafamı dağıtmak için film izleme seansım vardı..
gündüz kafam yeterince dolu olduğundan akşamları kitap okumak yerine filmlerle geçiştiriyorum..
laptopu açıp mutfağa gittim..
sümsük kedim yine ortalarda yoktu..
kahvemi yapıp odama döndüğümde karşılaştığım manzara buydu;



Fotoğraf0112

e tabi herkesin stres atıp rahatlama tarzı farklıdır sümsüğüm..

haklısın ;balıkları izlemenin rahatlattığını ben de bir gazetede okumuştum...


Fotoğraf0101

2 Ağustos 2011 Salı

dağ..

Bugün işe ağlayarak geldim..
sebebi yok..
aslında sebebi çok demek daha doğru olur..
bir çok nedeni içimde biriktirip dağ haline getirip ufacık bir nedenden dolayı o dağı yıkıyorum..
sabah kalktığımda içimdeki yük hala yerliyerinde duruyordu ve ben bunu nasıl taşıyacağımı düşünüyordum..
her zamanki saatte servisin geldiği yere ilerledim..
bekledim yok..
aradım..
erken geçmiş ..
beklemeden geçmiş gitmiş..
yavaşça eve döndüm..
kapıyı açtığımda annem ve sümsük kedim bana bakıyordu..
servis erken geçmiş dedim usulca..
arabanın anahtarlarını alıp kapıyı çektim..
asansöre bindiğimde aynaya baktım..
bir acayip geldi suratım..
sonra arabaya yaklaştım usulca..
kapıyı açıp bindim ve kapattım..
işte o an o içimdeki dağ yıkıldı..
ağladım..
dakikalarca orada ağladım..
dışardan bakıldığında tek sorun servisin erken geçmesiydi oysa ki..