3 Mart 2015 Salı

SEZGİN KAYMAZ-KAPTANIN TEKNESİ (ŞUBAT 3)



Kısacık Şubat ayına 3.kitabı sığdırmış oldum.Benim için ayda 3 kitap çok iyi bir performans sayılıyor.İş-Ev-Çocuk üçleminin hepsine yetişelim derken kitap okumak ancak akşamları yatmadan önce 1-2 sayfa ve işe giderken serviste 4-5 sayfayla mümkün olabiliyor.
Gelelim kitabımıza;
Alper Canıgüz ile kırılan Türk yazarlara olan ön yargım Sezgin Kaymaz ile daha bir pekişmiş oldu.Kitaba başladığımda sınıfa giren ve etkilenen kişinin erkek olduğunu anladığımda önce bir şaşırdım çünkü erkek bir yazardan bir kadının dilinden kitap beklemiyordum.Kitap kahramanını erkek olarak düşünüyor insan ister istemez.
Kitabın sonuna kadar hikaye yer yer uzatılmış gibi gözükse de genel anlamda kitaba bakıldığında makul olduğu kanısına vardım bu uzatmaların.
Bu tarz bir hikayeyi kadın bir yazar yazmış olsaydı eminim ki hikaye daha bir aşk romanı tadında  daha bir romantik hal alırdı :)Erkek yazar olduğu için hiç gereksiz duygusallığa girmeden tam yerinde bir duygu anlatımı olmuş..
Kitabın sonundaki mektuplar içni bile okunabilir bu kitap..Ve sonunda ağladım gerçekten..Hikayenin geneli değil sonu ağlattı ..Cavidan'ın yazdığı mektup harika düşünülmüş bir sondu.
Kitap için spoiler vermek istemiyorum .siz de eğer etkilenmek istiyorsanız araştırma yapmadan spoiler okumadan direk okuyun bence.

Arka kapaktan ;
"Gelirken, ne kadar gerçeküstü varsa, hepsini beraberinde getirdi 'O'...'O'...Vakitle birlikte, vakitlice gelen...Hayatımı allak bullak eden, sonra da ortalığı bana toplatan...Bir kapı aralandı üç gün önce ve 'O' girdi hayatıma...Güneş kadar yakıcıydı, buz gibi don...Deprem kadar yıkıcıydı, tufan gibi bir son...'O'ydu hepsi de...Ruhumun tufanı, tufanımın Nuh'uydu...Kim, benim sandığım 'ben' olmadığımı öğretebilirdi bana?...Vakti, bir kılıç gibi kuşanan kim olabilirdi?...Kimdi, hiç tanımadığım halde, hep beklediğim?...Sarı gözlü, kara giysili, o yakışıklı kimdi?...'O'ydu elbette!"Üniversiteli öğrenci hayatının sebepsiz bir neşeyle anlamsızlık buhranları arasında gidip gelen olağanlığı içinde bir "kafa kızlar" muhabbeti... Ve bu olağanlığın tepesine düşen olağanüstü bir aşk hikayesi - üç günlük bir şey... Sezgin Kaymaz'dan, şenşatır anlatılmış bir gündüz düşü daha...

Kitabı babil.com'dan hiç indirim olmadan aldım :)Hala da iletişim yayınları indirim yapmamakta ısrarlı kitapları için..Napalım canları sağolsun ama Sezgin Kaymaz takip ettiğim kadarıyla April Yayıncılığa geçti.

3 yorum:

Sittirella dedi ki...

Kaç yıl oldu, Zoi?
Dilerim çok mutlusundur, dilerim huzurlusundur.
Sezgin Kaymaz gönderisi olduğu için takılmasa gözüm, senin gönderin olduğunun farkına bile varmayacaktım.
Sezgin Kaymaz'ı sevmek için bi' neden daha :)

zoitsa dedi ki...

canım sitti'm bayağı oldu evet..ama insan hiç unutmuyor bazı insanları..yaşıyor ,zaman geçiyor ama unutmuyor.instagramda seni takip ediyorum ama gerçek ismimle ..bir işaret veririm bugün sana:)

Handan dedi ki...

Sezgin Kaymaz'ı çok sevmiştim ben de. Geber Anne'si de güzel bir romandı. İsmi pek antipatik gelse de:-)