29 Eylül 2010 Çarşamba

amaç


daha ilkokula gidiyoruz..erkek olmaktan vazgeçip muavine aşık olduğum zamanlar..ben aşkımdan ölüyorum ama..böyle futbolu boşvermeler ,simoviçi takmamalar ,kırmızı ayakkabıları giymeler falan..ibrahim dedi hadi zoi maça ..zoide tık yok bütün gün akşam olsun bizim muavin babamla gelsin arabayı yıkasın ben yardım ediyim falan modunda takılıyorum ..
bütün topu ,kariyeri ,arkadaşları bıraktım mahalledeki tek kız sibelle takılıyorum..biz böyle bütün gün gezip hayaller kuruyoruz falan..bu da aşık olmak istiyor;soruyor bana nasıl bişi falan diye..anlatıyorum işte böyle hani caprisun meyvesuyunu içip patlatırsın ya hani ayağınla heh işte öyle diyorum ona..eti pufların bisküvisini ve pufunu yiyip heyecanla şekerlemelerine dalarsın ya aynı öyle bişi ..
bigün koşarak dayandı kapıma sibel..
-zoi aşık oldum ben!!! dedi..
-aaa kimee yoksa o karpuzcu çocuğa mı?
-hayır hayır bak buna!!!
çıkardı cebinden bi beşyüzlük..üstünde sevgili olmak için arayın yazmış biri..
-ama !!diyebildim sadece
-ama kızım baksana 500lira bu ..kesin zengin kesinnn diyip koşarak uzaklaştı...
..
böyle bülent ersoyun şaşırmış hali gibi kaldım öylece.. banu alkan gibi kürkler giyebilecek,serpil çakmaklı gibi havuzlu evi bile olacaktı..kendi arabasına binip sigara bile içebilecekti bissürü kırmızı rujları olacak oje sürmek için babadan izin almaya bile gerek kalmayacaktı..
..
sonra büyüdük biz..10 sene geçti aradan ..buluştuk biz yine..
polis olmuş çalışıyor istanbulda..
eminönünde rakı sofrasında açıldı yine muhabbet..
-ne hedefliyorsun gelecek için dedim ..demez olaydım
-kızım hergün mafya durduruyoruz ..arabaları görsen..en büyük hedefim mafyayla evlenip evimin kadını olmak dedi..
canım arkadaşım yaa hiç değişmemiş...


27 Eylül 2010 Pazartesi

ilk aşk


8-9 yaşlarımda mahallede ve sülalede tek kız olma özelliğimle ben de erkek gibi olmak istiyordum..ibrahim gibi saçımı kestirmek,eteklerimi parçalamak ,kot pantolon giyip bisikletimi ellerimi kullanmadan sürebilmek en büyük hayallerim arasındaydı..
minübüsümüz vardı ve kariyerim muhtemelen önce muavin sonra şöför olarak devam edecekti..
evet artık buna bir son vermeli ve erkek olmalıydım.
annem her sabahki gibi saçlarımı örerken artık dayanamadım;

-anne saçlarımı bu son örüşün..
-örmem lazım açık kullanamazsın
-kullanmayacağım zaten..bugün ibrahimle gidiyorum berbere onun gibi yaptıracağım..
-nasıl onun gibi ?!!
-anne ben erkek olmak istiyorum artık..saçlarımı istemiyorum.kızım diye çağırma beni oğlum de ..

hiçbirşey demedi annem..bıraktı saçlarımı öylece..

..
artık mutluydum..yarın camiinin ordaki berbere gidip kısacık olacaktı saçlarım..hem gelirken 20lik misketlerden de alırdık..hatta futbolda yükselip galatasarayda bile oynardım lan..8 numaralı forma benim olurdu kesin ..süper kariyer yapardım..gündüz minübüsçü gece futbolcu olurdum kesin.simoviç beni beklermiydi acaba takıma girene kadar..


...
ben tam bunları düşünürken ''O'' girdi kapıdan..babamın yeni muaviniymiş..
cimbomdaki kariyer hayalim bile yerlebir oldu onu görmemle..
hoş simoviçte gitti zaten sonradan..

24 Eylül 2010 Cuma

ayrılık böyle olacak


tek hareketin yetecek gitmeye..sadece arkanı dönüp bir adım atman yeterli…
Ve bir hareketim yetmeyecek içimdeki seni göndermeye..

Önce haber vereceksin bana biliyorum..
aşağı inermisin..seni görmek istiyorum’ diyeceksin
ben anlayacağım sesinin tedirginliğinden..
bir yanım gitme diyecek..gitme ki biraz daha geciksin birazdan başlayacak olan yürek sancıların..

-ne fark edecek ki..-

aşağı ineceğim sakince..
bineceğim arabana..
her zamankinden farklı bakacağını bildiğimden
ve sırf gözlerimdeki terkedilmişliği görmemen için bir şeyler aranacağım..
sakız var mı’ diyeceğim mesela tam bana bir şey söyleyecekken..
‘alalım!’diyeceksin söyleyememenin verdiği sıkıntıyla..

sen arabadan indiğinde ben arkandan bakacağım..
-şimdi harika bir sohbeti bölüp inmiş olabilirdin..-

’eve gitmek istiyorum ‘’diyeceğim sen yine söze başlamadan..
‘’gidelim!’’diyeceksin..biliyorum..

arabadan ineceğim..

tek hareketim yetecek senin beni bırakıp gitmene..sadece arkamı dönüp gitmem yetecek..
ve bir hareketim yetmeyecek yine içimdeki seni göndermeye..

23 Eylül 2010 Perşembe

kitap kime gidiyor?

toplam 16 yorum vardı ..biri adsız diğeri de telekinesis olmak üzere listeden çıktılar..kalan 14 kişiyi random sayesinde sıraladım..
zey0zey adresini en kısa zamanda zoitsa@hotmail.com.tr 'adresime yollarsan kargon yola çıkar..
msne ekle ya da ne bileyim ver işte..yada gel burdan al kitabını kahve de beleş valla bak..

aşk



-kimle konuşuyon lan sen msnde!!
-nası kimle?hiçkimseyle..
-e niye meşgul diyor o zaman sürekli!!!
-!!!!

hortuma fortum;paspasa basbas diyen ;msn meşgul olduğunda telefon gibi biriyle konuştuğumu sanan birine fena aşık olmuştum blog..
cidden bak..
kalp bu blog niye öyle diyosun ama...

22 Eylül 2010 Çarşamba

zoi @ fitness

arkadaşların gazına gelip salona yazıldım mı;yazıldım..
1 hafta boyunca hadi gitmiyoz mu diye baskı yapmama rağmen ekildim mi ;ekildim..
...
gte giren şemsiye açılmaz felsefesini çoktan benimsemiş olan bünyem gelmezseniz gelmeyin lan diyip sırt çantasını alıp gayet sakin şekilde iş çıkışı salonun yolunu tuttum..
göptirikler hala yuvarlanmaya devam ederken ben süpersonik karın kaslarımla onlara hayatlarının şokunu yaşatıcam diye söylene söylene giriyordum ki içeri ;salonun kapısında bi dangos ;üstünde eşofman altında şıpıdık parmak arası terlik ..
tam kapıyı açıcam bu uzandı gülümseyerek ..lan zaten hiç hesapta yokken arkadaşlarım için salona yazılmışım..onlar da beni bir güzel ekmişler gelmemişler..dedim bu hödük dayak istiyo anlaşıldı işimiz var..
kötü kötü bakıp çektim kapıyı elinden..
içeri girdim bir güzel hazırlanıp havlumu aldım..baktım bizim 200lük spor hocası odasında internette dolaşmakla meşgul..
dedim zoi kendi işini kendin gör zaten bundan ne hayır gelecek..
gittim bir güzel koşu bandına tam başlattım yürümeye başladım pat kapıdaki dangos geldi kapattı..
-hoyttt dedim noluyo ...
-sizi şöyle alalım bakalım dedi..
-buraya ilk ben geldim sıranı bekle lafımla
-ben buranın spor hocasıyım demesi bir oldu..

ama ısınsaydım falan derken kendimi 60 mekik çekerken buldum..bok böceği gibi minderde yuvarlanıyorum artık resmen..


-acı yok zoi ..acı yok!!!

21 Eylül 2010 Salı

kitap isteyen el kaldırsın

zoi kitaplarını paylaşmaya devam ediyor..

kayıp sembolü isteyen yorum bıraksın yeter:)cuma günü isteyenler arasından 1 kişiye ücretsiz kargoyla ulaşacak..

öyle şuraya tanıtın bloğumu ,facete yayın bloğunuzda yayınlayın gibi cümlelerim yok..kitapsever olun..adsız olamayın yeterli benim için..

keyifli okumalar..

20 Eylül 2010 Pazartesi

annaneye gitmek..

Annaneye gitmek; minicik yemyeşil bahçede biberlere,üzümlere,adaçayına,çileklere aynı anda sahip olmak demek..

....



Ananeye gitmek;dışı yemyeşil evin içine girince yemyeşil dekorasyonla tanışmak demek:)

....





ananeye gitmek el dokuması örtünün üstüne yatıp yarı pomakça yarı türkçe bilmediğin hikayeler dinlemek demek..
.....

siz de dinlemek isterseniz;







pomakca
Yükleyen zoitsa59. - DiÄ�er Kadınca videolarına göz atın.

16 Eylül 2010 Perşembe

Rapor

arkadaşımla konuşurken dedi ''zoi özetle bakalım haftasonları napıyorsun''' ..yolun ortasında araba farı görmüş tavşan gibi kaldım..
''hiç''lafı çıktı ağzımdan ..sonra o ii ler daha da belirginleşti ''hiiiiçç ''oldu..vay arkadaş dedim gerçekten hiçbirşey yapmıyor muyum ben?sonra dedim kızım zoi toparla kendini..olmaz bu böyle azcık insana karış azcık medeniyet gör.
böyle yaş ortalamamız 24ten 44e varan bir kız grubuna dahil oldum.bütün günümüzü kahve içip fal bakmakla geçirir olduk..tek atraksiyonumuz ağdada çektiğimiz acıydı..tarottan iskambile su falından baklaya öğrenmediğim fal kalmadı..
yine bir gün böyle o gün baktığım 342343.falımda gördüğüm beyaz atlı prensle birlikte ''lan ben napıyorum'''dedim..
sonra hayatıma yön verdim- demek isterdim ama vermedim arkadaş...hala aynı modda devam ediyorum....
................
2 ayın sonunda tam bankalarla uğraşmaktan yorulduğum anda ev kredim çıktı..daha bir 10 sene hiçbir yere kıpırdayıp aksiyon matraksiyon yapamam..zoiden orayı gezdim burayı gördüm postu beklemeyin artık anacım ;yarın tapuyu alıp 10 senelik borca imzayı çaktım mı benim için hayat sadece çalışıp tüm paramı ev taksidine yatırmak demek olacak:)
ev kredisi çıkınca çalışmak da istememeye başladım..böyle bir kasvet çöktü üstüme.noldu zoi senin başına buyruk kıçına kuyruk tavırların he?
yok arkadaş düzenli hayat bünyeye zarar..evde malak gibi yatıyoz cips çikolata sakız çekirdek eşliğinde true blood seyredip duruyoz bari spor salonuna yazılalım dedik..
yazıldık mı;yazıldık..
peki spor hocamız kaç kilo ? 200...
Allah sonumuzu hayır etsin.

14 Eylül 2010 Salı

o diil de..

o diil de ;herşeye kul hakkını ,dinimizi,günahı karıştıran ve bizi bununla suçlayan zihniyetler ;hakkıyla çalışıp sınava hazırlanan öğretmen adaylarının sorularını birbirlerine peşkeş çekerken milyonlarca kul hakkı yemiş olmuyor mu?
peki ben onların verdiği vaazı yer miyim?
-haşaa ,tövbeeee-

dia

resim
çok önce başlamıştı aslında sohbetimiz..
yaklaşık 2 yıl kadar önce..
hani insan böyle hiç tanımadığı birini ''seneler önce camii avlusuna bırakılmış kardeşi''kadar yakın görür ya ..heh işte öyleydi bu..
baktık ki sohbetler kahvesiz gitmeyen bir hal aldı;bayramda buluşalım lafı döküldü ortaya..
...
sabah gökgürültüsüyle uyanmıştım..öyle ki şimşek her çaktığında aşağıdaki araba alarmları da karışıyordu yağmurun uğultusuna..
annemin ''kızım bu yağmurda nereye gidiyorsun''cümlesini arkamda bırakıp alelacele bindim arabaya..
hoş;eğer o planı yapmamış ve kahve sözü verdiğim kişi O olmamış olsaydı , yağmurlu havada tek yapacağım battaniyeme kıvrılıp kitap okumak olurdu..
ama o miss gibi toprak kokusunda okuduğum en eğlenceli kitaptı dia.. insanın kitapları kadar yakın dostları olmalıymış ..kitapları kadar hüzünlendiren,kitapları kadar güldürebilen amaçsızca..
-fularlı tayt olayına hala gülümsüyorum..hayatımda duyduğum en sevimli hikayeydi...-

12 Eylül 2010 Pazar

taksimde anladım

seneler önce görüşmeyi kestiğin bir dostunla tekrar buluşup aynı sohbeti edebilirmişsin meğer..
hatana rağmen affedermiş dost ;anladım..


....




seneler geçse bile aynı tatlıcıyı aynı yerinde bulur,aynı tatlıyı aynı çocukluk heyecanıyla yermişsin..
vücudun büyüyüp ilgi çekse de ruhun hala çocuk kalırmış ;anladım..

......



vücudunun nasıl olduğu önemli değil ,yüreğinin hissettiğiymiş kişinin benliği...
binlerce insanın arasına karışıp korkusuzca ''bana sarıl ''diye haykıranları gördüğümde anladım..

........
seneler geçtikçe değerlenirmiş binalar..kokusu değişirmiş ve dokusu...
gözlerimi kapatıp ellerimle eski taş binaya dokunup içindeki yaşanmışlıkları hissedebiliyormuş insan;anladım..

............



amaçlar aynıymış aslında,varılmak istenen yol da...




araçlar farklıymış sadece o yolda..
mumu suyun içine dikip yüreğimden aynı varlığa şükrettiğimde anladım..
......................




mekan bomboş olsa da;






bir büyük bardak kahve tüm sıkıntıları unuttururmuş insana..
o bomboş mekanda dostumla sohbet etmek en büyük coşkuymuş ;anladım...






10 Eylül 2010 Cuma

kaçış

kendimden başka herkesi düşündüğüm ve yine kendimi düşünmeden verdiğim kararların neticesinde bayramda annemlerle birlikte edirneye gidemedim..
bayramın birinci gününü kediyle evi düzenlemekle geçirdim...sonra arkadaşlarla çıktık benim kaçış tepeme gittik..
hani basit yaşayacaksın derler ya..doğruymuş o..farkettim..
alışveriş merkezine gidelim diye yola çıkmışken ''hadi peynir ekmek alıp tepeye çıkalım ''önerimle tepede bulduk kendimizi..
önceleri dolunayda çıkardım bu tepeye..dolunayın yakamozu uçsuz bucaksız denize vururdu..

dilek ağacına dilekler dileyip altında dolunayı seyrettiğim çok olmuştu..bu sefer tek dileğim kardeşimin sağ salim gelmesine dairdi..
herkesin vardır böyle kaçış yerleri değil mi?

7 Eylül 2010 Salı

erkek?

tekirdağ merkezde çalıştığım dönem hayatımın en ilginç dönemlerinden biriydi..çalışma saatlerim ve sorumluluğum çok fazla olduğu için ne kız arkadaşım vardı zamanımı ayıracak ne de aktivitem..tüm zamanım işte yada işle ilgili seyahatte geçiyordu..
öyle ki ofiste tek eğlence at yarışı,iddaa,şans topu,sayısal lotoydu..tek bayan olunca da bir zaman sonra resmen bunları oynar hale gelmiştim..
o dönem dışarda yaşadığı için ofise çaycı diye aldığımız bir de delimiz mevcuttu:)kendisi için ofisin arka kısmına bir bölme ve sıfırdan bir banyo yaptırmıştık..
sabah birlikte at yarışı oynar sonra işe dönerdik:)
bütün gün iddaa ve maçlar hakkında yorumlar yaptığım bir dönemdi:)ikici ayağa hangi at süpriz olur,arsenal yener mi derken şaban yanıma yaklaştı sessiz bir şekilde başladı anlatmaya;
-zoi hanım ben bişi anladım..
-ne anladın şaban?
-siz erkeksiniz!!
-şşşt şaban sessiz ol..nerden anladın?
-sizin hiç kız arkadaşınız yok,gezmiyorsunuz,sürekli maçlara bakıp at yarışı oynuyorsunuz..
-şaban sakın bunu kimseye söyleme beni burda kız olduğumu sandıkları için tutuyorlar yoksa işimden atılırım..sakın bak..
-tamam tamam aramıssdaaa...
o akşam üstü 10 senedir görmediğim kız arkadaşımdan bana geldiğine dair telefon aldım..akşam otogardan alacağıma dair sözleştik ..ofistekilerin göreceği tek kız arkadaşımdı..uzun zamandır ilk defa kız kıza eğlenebilecektik nihayet..
ben karşıladım onu otogarda baktım ki fotoğraf makinam ofiste kalmış..şabanı arayıp 10 dk sonra ofiste olacağımı ve makinayı arabaya getirmesini söyledikten sonra yola çıktık sibelle..
şaban arabaya yaklaştıkça yüz ifadesi değişti..
-zoi hanım bu kim?
-haa şaban bu benim yeni manitam..bu akşam takılırıyoruz birlikte ..nasıl ?
-!!!!
ertesi gün bütün ofis benim erkek olduğumu ve akşam sevgilimle gezdiğimi konuşuyordu haliyle..

1 Eylül 2010 Çarşamba

kardeşim

kardeşimle aramızda 3 yaş var..3 yaş ara demek beraber büyüdük demek..3 yaş ara demek sürekli kavga ettik demek:)
erzincan topçu alayına acemiliğe gittiğinde dedik topçu zaten düşse düşse yine topçu alayının olduğu yere düşer...ama nerdeee..adamı gittiler diyarbakır liceye verdiler..
zaten kendisi de öyle istiyordu ve iç güvenlik timi oldu..3 kez baskın yediler ..bu 3 sadece medyaya yansıyan kısmı tabiki..
....
geçen mahalleden arkadaşına rastladık babamlarla..
-hayırdır dedik..bizimkiyle aynı yerdesin sen ..napıyor bizimki..
-aman abla bırak şu inatçıyı..ben gittim kıl dönmesinden ameliyat oldum aldım 45 gün rapor geldim evime..ona da söyledim oğlum beraber olalım ameliyat gidelim yatalım evimizde..45 gün hava değişimi alırsa zaten onun askerliği bitiyo abla ..almıyo ama orda kalacakmış...

-vay anasını-dedik geldik evimize..
ne annemde ne babamda tık yok haliyle..hepimiz suskun bir taraftan keşke gelse diyoruz bir taraftan yediremez kendine..
telefon çaldı o anda..
-abla nasılsın..
-iyiyim ablam ya emre ameliyat olmuş gelmiş izne sen de olsan 45 gün izin zaten askerliğin önce biter geri dönmene gerek kalmaz..he?
-bırak abla ya...ben burdaki kardeşlerimi bırakıp gelir miyim..götümüze güvenip mi geldik biz askere... dedi..

ne diyeyim be kardeşim nerene güveniyorsan oranı da al gel artık valla çekilcek gibi diil..
resim



neden olmasın

resim
yeni bir mevsime girdik bugün..
dün tüm rehaveti ,tüm uyuşukluğu,tüm kötü şeyleri attım..ve yağmurla uyandım sonbaharın ilk gününe..
çadır kurmak istiyorum böyle bir günde..üstümde yağmurluk ve ince battaniye ateşin karşısında oturmak..
kahvemin içine bir kaç kahve çekirdeği atıp mis gibi kokusunu koklamak..
yağmur düştükçe üzerine sahilin hırçınlığını seyretmek istiyorum bu kez...-normalde korkarım ama bu sefer böyle istiyorum evet-
saçlarım ıslansın istiyorum,damlalar yüzüme düştükçe ruhum arınsın..
olur di mi?
.....neden olmasın..